Gözlem Raporu: Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 955. hafta buluşmasında;
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 15 Temmuz 2023 tarihinde gerçekleştirdiği 955. hafta buluşmasına yönelik polis müdahalesini insan hakları örgütleri olarak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) standartlarına riayet ederek gözlemledik ve yaşanan ihlalleri raporladık. Hakikat Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği (Hafıza Merkezi), Uluslararası Af Örgütü Türkiye ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile birlikte yürüttüğümüz bu ortak izleme çalışmasını, Galatasaray Meydanı üzerindeki hukuki dayanaktan yoksun abluka kaldırılana kadar her hafta sürdürmeyi planlıyoruz.
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalarını ve bu buluşmalara yönelik engellemelerde ortaya çıkan hak ihlallerini 11 haftadır gözlemleyen kurumlar, idari makamların Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Maside Ocak ve Gülseren Yoleri kararlarını uygulamamakta ısrarcı olduklarını ve kayıp yakınlarının maruz bırakıldıkları hak ihlallerinin kronik bir hal aldığını tespit etmiştir. Yetkililerin Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik tutumlarından kaynaklanan ihlaller, gözaltında kaybedilen yakınları için adalet talep eden Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın asli talebini görünmez kılmaktadır.
Bu duruma ek olarak 951., 952., 953. ve 954. haftalarda olduğu gibi 955. hafta buluşması da Beyoğlu Kaymakamlığı’nın doğrudan Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik aldığı yasaklama kararı ile engellenmiştir.
Raporda öne çıkanlar:
- Cumartesi Anneleri/Insanları’nın hakikat ve adalet taleplerini dile getirmek için buluşma mekanı haline getirdikleri Galatasaray Meydanı, meydana yakın noktalar ve meydana çıkan bazı sokaklara saatler önce polis ekipleri konuşlandırıldı. Önceki birkaç haftaya oranla bu hafta polis sayısında artış gözlemlendi.
- Halihazırda bariyerler ile çevrili olan Galatasaray Meydanı etrafında buluşma saatinden önce kalkanlı çevik kuvvet polisleri ile bir engel daha oluşturuldu.
- Polis, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın İstiklal Caddesi’ne çıkmasına müsaade etmedi, kayıp yakınları ve hak savunucularını dağılmalarına imkan vermeden “güvenlik çemberi” içerisinde ablukaya aldı. Yapılan polis anonsuna rağmen Beyoğlu Kaymakamlığı’nın kamuya açık bir şekilde paylaşılmayan yasaklama kararı, kayıp yakınları ve hak savunucularına da tebliğ edilmedi.
- Meydan etrafında oluşturulan polis hattının içine giren İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Cüneyt Yılmaz ve PİRHA muhabiri Dilan Şimşek’e fiziksel şiddet uygulandı. Yılmaz’a fiziksel şiddet uygulayan polis amiri, bu anları görüntüleyen Şimşek’e de benzer şekilde şiddet uyguladıktan sonra gazetecinin telefonundan görüntüleri silmeye çalıştı.
- Hukuksuz şekilde engellenen ve gözaltına alınan kayıp yakınları ve hak savunucularına cezalandırma yöntemine dönüşen kelepçe uygulaması yapıldı.
- Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasaklama kararı kayıp yakınları ve hak savunucularının avukatlarına da verilmedi.
- Kayıp yakınları ve hak savunucularının avukatlarına ifade işlemleri öncesi gösterilen kimlik tespit tutanağı ile ifade işlemleri sırasında gösterilen kimlik tespit tutanağında farklılıklar olduğu görüldü.
- Hukuksuz bir şekilde engellenen ve gözaltına alınan kayıp yakınları ve hak savunucuları yaklaşık dört saat gözaltında tutuldu. Gözaltına alınan kayıp yakınları ve hak savunucuları, Galatasaray Meydanı’na uzak iki farklı hastaneden serbest bırakıldı.
► Gözlem raporunu okumak için tıklayınız.
Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararına ilişkin ek notlar:
Cumartesi Anneleri/İnsanları, AYM’nin Maside Ocak Kışlakçı kararının ardından ilk kez 8 Nisan 2023 tarihinde gerçekleştirdikleri 941. hafta buluşması için Galatasaray Meydanı’na çıkmış ve polis engeliyle karşılaşarak gözaltına alınmıştı. Cumartesi Anneleri/İnsanları, 8 Nisan gününden bu yana geçen 12 hafta boyunca 13 Mayıs Cumartesi günü hariç her cumartesi günü barışçıl eylemlerini gerçekleştirmek için Galatasaray Meydanı’na çıkmaya devam etti. Gözlemci kurumlar, 944. haftadan itibaren ortak gözlem yapmaya başladı. Ortak gözlem yapılan süreçte, AYM’nin Maside Ocak Kışlakçı kararına rağmen gerçekleşen engellemelere dayanak olarak gösterilen yasaklama kararlarına ilişkin ek not ve değerlendirmelerimiz şu şekildedir:
- 947. Hafta’ya kadar İstanbul Valiliği veya Beyoğlu Kaymakamlığı’nın herhangi bir yasaklama kararı almadığı gözlemlendi.
- Ancak, 947. Hafta’da gözaltı sonrasında kolluk tarafından tutulan kimlik tespit tutanağında Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 12 Mayıs 2023 tarihli toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklama kararı ifadesi yer aldı.
- 948. Hafta ile 949. Hafta’larda ise gözaltı sonrasında kolluk tarafından tutulan kimlik tespit tutanağında Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 22 Mayıs 2023 tarihli toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklama kararı ifadesi yer alıyordu. 948. Hafta’da ifade işlemleri için gidilen Güvenlik Şube’de avukatlara “Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 22 Mayıs 2023 tarihli toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklama kararı” olduğu belirtilerek bir yazı gösterildi. Bu yazının içeriğinde, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından Beyoğlu Kaymakamlığı’ndan Taksim Meydanı ve çevresi ile İstiklal Caddesi üzerinde tüm toplanma, basın açıklaması ve benzeri etkinliklerin 15 gün süreyle yasaklanması talebinde bulunuyordu. Bu talebin Kaymakamlık tarafından kabul edildiğine dair ıslak imzalı bir onay bulunmuyordu.
- 950. Hafta buluşması ise “Avrupa’nın kulüpler bazında en prestijli organizasyonu olan 10 Haziran 2023 Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenecek olan 2023 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali” gerekçe gösterilerek Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından alınmış olan 1 günlük etkinlik yasaklama kararıyla engellendi.
- 951. Hafta ve 952. Hafta buluşmaları, AYM kararlarından sonra ve bu kararlara rağmen Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından doğrudan Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik alınan bir günlük yasaklama kararları ile engellendi.
- 953. Hafta buluşması, önceki iki hafta olduğu gibi doğrudan Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik bir günlük yasaklama kararı ile engellendi. Bu karara, izinde olan Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli yerine Şişli Kaymakamı Ahmet Gazi Kaya imza attı. Buna rağmen “Olur” altındaki imzada Kaya’nın Demirelli yerine “vekaleten” imza attığına dair herhangi bir ibare yer almadı.
- 953. Hafta buluşmasında olduğu gibi 954. Hafta buluşması da Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli yerine Şişli Kaymakamı Ahmet Gazi Kaya’nın imza attığı Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik alınan bir günlük yasaklama kararı ile engellendi.
Hukuki durum:
Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 25 Ağustos 2018 tarihinde düzenlenen 700. hafta buluşmasının Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasının ve polisin sert müdahalesinin Anayasa’nın 34. maddesince garanti altına alınan “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının” ihlali olduğuna dair iki ayrı karar verdi. AYM, o gün gözaltına alınanlar arasında bulunan ve Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak Kışlakçı başvurusunda oy çokluğuyla aldığı kararının “yeni ihlallerin önlenmesi için” Beyoğlu Kaymakamlığı ve Adalet Bakanlığı’na; 700. hafta buluşmasına katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri başvurusunda oy birliği ile aldığı kararının ise Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine karar verdi.
Polis müdahalesine dayanak olan yasaklama kararında 700. hafta buluşması için bildirim yapılmamış olması gerekçe olarak öne sürülmüştü. AYM, kararında toplantı ve gösterilere yönelik müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının ve orantılı olduğunun ispatının gerektiğini hatırlattı. İdari makamların toplantı ve gösteri yürüyüşlerini otomatik olarak yasaklama yoluna gitmek yerine bu hakkın etkin kullanımını sağlamaya yönelik pozitif yükümlülükleri olduğunu hatırlatan AYM, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yaklaşık 24 yıl boyunca belirli zaman ve yerde barışçıl bir toplanma gerçekleştirdiğine dikkat çekerek idarenin bu etkinliğin yapılacağına ilişkin olarak önceden bilgisi olmadığını iddia edemeyeceğine karar verdi. Ayrıca AYM, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın “gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması ve kamuoyunda farkındalık yaratılması için oturma eylemi düzenlemek istemesinin demokratik bir toplumda saygı ile karşılanması gerektiği” tespitinde bulundu.